Zihniyet deşifresi!


Arınç, sırf mezhepleri yüzünden Türkmenlerin katline fetva veren Ebu Suud ve Kuvayı Milliye’ye karşı düşman safında yer alan İskilipli Atıf’ı “kahraman” ilan etti.

Artık hesabını sorarız!
BaŞbakan Yardımcısı Bülent Arınç, vatana haini İskilipli Atıf ile yine İskilipli olan ve sadece mezhepleri farklı olduğu için Türkler hakkında “katliam emri” gibi fetvalar veren Ebu Suud’a sahip çıktı: Herkes ayağını denk alsın! Kim milletin hayatına, geleceğine kastederse bundan sonra hesabı sorulacak.

Kuzu da meydan okudu
İktidara geldiği günden beri Türk karşıtı söylemleriyle dikkat çeken ve yeni anayasada Türklüğü bitirmeye kararlı olduğunu en yetkili ağızlardan açıklayan AKP’de son çıkış Burhan Kuzu’dan geldi: Bu Meclis tarihi görev yüklendi. Anayasayı bu Meclis yapmazsa sonraki nesille kavgayla yapmaya kalkar!

AKP’nin 2023 vizyonu!
İktİdarIn zihniyetini yansıtan son adımlara en sert tepki CHP’li Ahmet Toptaş’tan geldi: Vatan hainlerine iade-i itibar sağlanıyor. AKP’nin 2023 vizyonu dediği, 100. yılında cumhuriyetin tüm kazanımlarını itibarsızlaştırmak. Yakında Kubilay’ı kesenler kahraman, Kubilay da hain ilan edilirse kimse şaşmasın!


İSKİLİPLİ ATIF:
Yunan ordusu halife ordusudur
Kuvayı Milliye’ye ve cumhuriyet devrimlerine karşı savaşan İskilipli Atıf, İngiliz ajanıydı. Vatana ihanetten idam edilen İski-lipli Atıf, “Yunan ordusu
halifenin ordusu sayılır. Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır” diyerek halkı kurtuluş hareketine ve devrimlere karşı kışkırtmış ve işgalcilerle işbirliği yapmıştı.

İşte AKP’nin “2023
Türkiyesi” zihniyeti
Arınç’ın, mezhepleri yüzünden Türkmenlerin katline fetva veren Ebu Suud ve vatan haini İskilipli Atıf’ı “kahraman” ilan etmesi muhalefetin tekpisini çekti

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil tüm yöneticileri seslendirdiği 2023 Türkiyesi’ni, Çorum’un İskilip ilçesine önceki gün yaptığı ziyaret sırasında ortaya koydu. Arınç, Türk Milletinin verdiği Kurtuluş mücadelesi sırasında işgalci İngilizlerle işbirliği yaparak Kuvayı Milliye’yi arkadan hançerlemeye kalkan İskilipli Atıf Hoca’nın anıt mezarını ziyaret etti. Arınç, burada yaptığı konuşmada, verdiği fetvalarla sırf Kızılbaş (Alevi) oldukları için Türklerin katledilmesine cevaz veren Şeyhülislam Ebu Suud’u ve Atıf Hoca’yı kahraman ilan etti. Arınç’ın iade-i itibar içeren sözleri CHP’yi ayağa kaldırırken, Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, İskilipli Atıf Hoca için “Bu kişi Cumhuriyet devrimlerine karşı işgalci güçlerle birlikte hareket eden siyasi bir figürdür” değerlendirmesi yaptı. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç de “İç savaşa yönelik alt yapı oluşturuluyor” dedi. CHP Afyon Milletvekili Ahmet Toptaş ise Atıf Hoca’nin İngiliz ajanı olduğuna dikkat çekti.

Katliama cevaz verdi
YENİÇAĞ’ın konu ile ilgili sorularını yanıtlayan CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, mezhep farkından dolayı binlerce Türk’ün katledilip mallarına el konulmasına cevaz veren Ebu Suud ile İngilizlerle işbirliği yaparak Kuvayi Milliye’yi sırtından hançerleyen İskilipli Atıf’ı övgü dolu sözler söylemesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. CHP’lilerin Arınç’a tepkileri şöyle:

Düş görüyorlar
Birgül Ayman Güler: Amaçları Cumhuriyet’i ortadan kaldırmak. 2023 yılında Cumhuriyeti ortadan kaldırıp kendi din esaslı devletlerini kuracakları düşü görüyorlar. İskilipli Atıf konusunda da cami-CHP ilişkisinde söyledikleri gibi yalan ve iftira bilgiler kullanıyorlar. İskilipli Atıf’ın şapka nedeniyle idam edildiği söyleniyor. Bunun tarihsel belgeleri var. İskilip’te yaptığı çalışmalardan değil, İstanbul’da yaptığı çalışmalar ve kurduğu ilişkilerden ötürü, daha önceleri de gerici faaliyetleri nedeniyle soruşturulmuş bir kişi. 31 Mart Vakası ve vb. Sadece ’şapka takmayacağım’gibi sıradan bir inatla hareket ettiği sanısı yaratılarak, ’bir şapka için de insan idam edilir mi’duygusu yaratıyorlar. Bu kişi Cumhuriyet devrimlerine karşı işgalci güçlerle birlikte hareket eden siyasi bir figürdür.

Cumhuriyetle hesaplaşma
Ebu Suud efendi için de söylenecek benzer sözler var. Dolayısıyla bu, karşı devrimin kendine koyduğu hedeftir. Vizyon dinsel bir terim. Hıristiyanlıktan gelen bir terim. Bizim Türkçeye girmiş, Osmanlıca’ya yerleşmiş karşılığı vahiydir. Vizyon, Hıristiyanlıkta Hz. İsa’ya gelen tanrısal buyruklardır. Bunların 2023 vizyonu cumhuriyetle hesaplaşmaktır. Cumhuriyet’in devrimlerini bir bir ortadan kaldırmaktır. Bunları yapmak ilericilik değildir. Bunları yapmak hem akademik, hem siyasi anlamda gericilik yapmak demektir. Koydukları hedefler bunlar.


“İktidar, iç savaşa yönelik
alt yapı hazırlığı peşinde”
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, AKP iktidarının 2023 hedefinin “İç savaşa yönelik alt yapı oluşturmak” olouğunu iddia etti. YENİÇAĞ’a konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Genç, “AKP, tamamen laik Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman duygular içinde beslenmiş, büyümüş bunun için mücadele eden bir iktidar. Şimdi bunların korkuları yaptıkları icraatlarla geçti, çünkü daha önce korkuyorlardı. ‘Acaba şunu yaparsak tepki ile karşılaşır mıyız’ diye. Ama artık yargıyı ellerine aldılar, orduyu etkisizleştirdiler, kendilerine uygun polis teşkilatı kurdular” dedi.

Adım adım karanlık rejim
“Dolayısıyla kendi istedikleri bir Türkiye’nin çağdaş, ilerici, akla, bilime dayalı bir rejimin ülkede yaşaması onların geleceğini karartan bir olgu olacağı için bir an karanlık rejime dönmek için her türlü çabaya başvuruyorlar” diyen Kamer Genç şöyle devam etti: “Eğer bu halk 100 seneye yakın bir zamandır barış içinde yaşıyorsa Atatürk’ün kurduğu çağdaş, laik, ilerici bir devlet yönetimi sayesinde olmuştur. Osmanlı dönemini inceleğimizde, bunlar dindar bir devlet kurdular. Dindar devlette de her başa geçen bir takım sapık insanlar kendilerine göre havalara girip uluslararası ilişkileri bozuluyor, savaşlar çıkıyordu. Ne oldu Osmanlı devleti parçalandı gitti. Ortam bir şekilde mezhep çatışmasına doğru da kayıyor. Tamamen Tayyip Erdoğan’ın Ebu Suud’u övmesi, Kur’an kurslarının açılması. Kur’an kursu yönetmeliği de değişti. Eskiden Atatürk ilke ve inkılâplarına hakaret, ülkenin bölünmez bütünlüğüne hakaret suç sayılıyordu, onu da kaldırdılar şimdi. Bunun sonucunda bir iç savaşa yönelik alt yapı oluşturuluyor. Zaten Tayyip Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün, Bülent Arınç’ın da istediği bu. Arınç zaman zaman çıkıp ağlamalıklar yapıyor ama en büyük içten pazarlıkçı adam da Arınç. Bir kavga ortamı yaratılmak isteniyor.”


Kabuk tutmuş yara kaşınmasın
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Ebu Suud ile ilgili bu ülkede yaşayan yaklaşık 25 milyona yakın Alevi inancına mensup insanların ciddi anlamda rahatsızlık duyduğunu söyledi. Özgündüz, “Bu AKP’nin ülkede kabuk tutmaya başlayan yarayı kaşıyarak kanatacağının göstergesi olarak yorumlanır” dedi. Fetvalarır ortada olduğunu, ’alevilerin kanları, malları, ırzları helaldir’diyen bir anlayışın bırakın İslamı temsil etmesini insani bir yaklaşım dahi olmadığını savunan Özgündüz şöyle konuştu:

Tehlike kapımızda
“Çağımızda o anlayışı destekleyenler varsa artık bunların demokratlığını geçtik, insan olup olmadıklarını tartışmamız gerekiyor. Böyle bir anlayışı bu çağda savunanın insanlığından şüphe ederim ben. Emperyalistlerin, siyonistlerin bölgeyi yeniden dizayn etmek isteyen güçlerin Ortadoğu’a yapmak istedikleri sadece orayla sınırlı kalmayacak. Bu şekilde bir mezhep çatışmasını Türkiye’ye de sirayet ettirecekler. Ne yazık ki sorumluluk makamında olan yetkililer de, AKP yetkilileri de yer yer bu tür söylemlerde bulunuyorlar. Ben akıllarını başlarına almalarını tavsiye ederim. O işin altından kalkamazlar. Kendileri de o kanda boğulurlar. Yazık olur ülkeye. Buradaki birliği beraberliği bozduktan sonra kardeşkanı akıtıldıktan sonra hangi düzeni kurarlarsa kursunlar onlara da tat vermez diye düşünüyorum. O makamda oturan kişiler böyle bir girişimde bulunamazlar. Kişisel anlamda kendilerine yakışabilir bu davranış ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilisi sıfatını taşıyan, ülkeyi yöneten kişiler böyle bir girişimde bulunamazlar. Bu gidiş ülkeyi iç çatışmaya ve mezhep çatışmasına götürür. Etnik çatışmadan da daha tehlikeli olur.”


Kubilay’ı
kesenler de
kahraman
ilan edilir
CHP’li Ahmet Toptaş, Atıf Hoca’nin İngiliz ajanı olduğuna dikkat çekerken şunları söyledi: “Ulusal kurtuluşa destek verenler itibarsızlaştırılıyor, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine karşı çıkanlar, ihanet edenler, İngiliz işbirlikçileri ve hilafet yanlılarına yeniden iade-i itibar sağlanmaya çalışılıyor. Zaten AKP’nin 2023 vizyonu dediği, Cumhuriyet’in 100. yılındaki hedefleri, Cumhuriyet’in bütün kazanım ve kahramanlarını itibarsızlaştırmak. Cumhuriyete ve ulusal kurtuluş savaşına, ülkenin bağımsızlığını savunanlara karşı ajanlık yapanları, ihanet içinde olanlara da itibar verilip lanse edilmesi de bu dönüşümün sağlanmasının bir aracı olarak kullanılacak. Cumhuriyet’in 100. yılında herhalde son siyasal, kültürel ve ulusal ne kadar kazanım varsa bunların ters yüz edilmesi gibi bir projeleri var. Bülent Arınç gibilerin böyle bir davranış içerisinde olması normal. Yakında Menemen’de Kubilay’ı kesenler de kahraman ilan edilip, Kubilay hain ilan edilirse kimse şaşmasın.”

Kim kimdir?
Ebu Suud
Her fetvası “katliam” emri gibi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, İskilip’te övgüler yağdırdığı Şeyhülislam Ebu Suud, verdiği fetva ile sırf Alevi (Kızılbaş) oldukları için binlerce Türkün katliamına izni çıkarmış ve Alevilerin mallarının da katliamı gerçekleştirenlere helal olduğunu söylemişti. Anadolu’daki Türkmen kıyımlarının baş müsebbibi Ebu Suud’un Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1548’de verdiği ’katliam emri’ gibi fetvası şöyle:
“Kızılbaşların öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu en büyük kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur. Kızılbaşların öldürülmeleri diğer kafirlerin öldürülmelerinden daha önemlidir.” Ebu Suud, “Kızılbaşlar İslam sultanına isyan ettikleri için mi öldürülürler yoksa başka sebepleri var mıdır” sorusuna, “Bunlar hem sultana isyan ederler, hem de dinsizdirler” diyerek mezhep farklılığını dinsizlik olarak göstermiş, ayaklanmaların gerçek nedenlerini saptırmaya çalışmıştır. Kızılbaşlarla birlikte isyan ettikleri için yakalananlardan bazılarının Ermeni çıkması halinde ne yapılacağı konusundaki bir soruyu da Ebu Suud “Ermeniler kurtulurlar” diye cevaplamıştır. Görüldüğü gibi Alevilerle ilgili temel rahatsızlık onların devletin kurucu unsuru olan Türk kimliğine sahip olmalarıdır.


İskilipli Atıf
Vatana ihanetten
idam edildi
İskilipli Atıf Hoca’nın mahkeme kayıtlarına da geçen idam nedeni şapka değildir. Ankara İstiklal Mahkemesi zabıtlarında şapka risalesinin adı birkaç kere geçiyor ancak esas muhakeme İstiklal Savaşı’na ihanet üzerine oturtulmuş. Bu da Damat Ferit ve İngilizlerle yapılan işbirliğinin vücut verdiği sonuçlarla ilgilidir. Asıl mesele Teali İslam Cemiyeti başkanıyken Anadolu’ya Yunan uçaklarıyla attırdığı beyanname ile İkdam gazetesinde yayınlamış olduğu yazıdır. Bunlarda da şapka ile ilgili bir şey yok.

Vatan haini
Kurtuluş Savaşını baltalamakla ilgili bilgiler var. İkdam gazetesi Atatürk hakkında idam kararı çıkaran gazetedir. Teali İslam Cemiyeti adına Yunan uçaklarıyla 60 bin adet bildiri atılmış havadan. Onun idamı Kuvayi Milliye’ye karşı yaptığı çalışmalarla alakalı. İskilipli Atıf, Teali İslam Cemiyeti Reis-i Evveli olarak yayınladığı bildiride aynen şunları söylüyor: Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Bu eşkıyaları ve asileri en kısa zamanda bertaraf etmek hepimize farzdır. Siz bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız?“ Cumhuriyetin ilanı, harf devrimi, şapka devrimine karşı çıkan İskilipli Atıf Hoca, ”Yeni harfleri kullananlar cehennemde yanacak. Şapka giymek küfürdür, dinsizliktir. Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı bir topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır“ diyerek halkı kurtuluş hareketine ve devrimlere karşı kışkırttığından ve işgal güçleriyle işbirliği yaptığı için yargılanmıştır.

Kuzu’nun kavga tehdidine
muhalefetten öfke yağdı
AKP’li Kuzu’nun, “Yeni anayasayı yapmazsak gelecek nesiller kavga ile yapacak” sözü siyasilerce “Ülkeyi anayasayla bölelim, yoksa iç savaşla bölünür” şeklinde yorumlandı.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, yeni anayasa çalışmalarına karşı çıkanları ve eleştirenlere tehditler savurdu. Kuzu, katıldığı bir televizyon programında, yeni anayasa konusu açılınca “Bu Meclis bunu yapmazsa korkarım bundan sonraki nesiller kavga ile bu işi yapmaya kalkarlar” diye konuştu. Kuzu’nun sözlerine muhalefet partileri çok sert tepki gösterdi. CHP TBMM Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Kuzu’nun açıklamalarının ülkede kutuplaşmayı artırmasına neden olabileceği uyarısında bulunarak “Bu ifadeler tehdit kokuyor. Örtülü bir zorlama olarak görüyorum” derken, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM anayasa Uzlaşı Komisyonu Üyesi Faruk Bal da, anayasa yapmak için uzlaşının şart olduğunu belirterek “Burhan Kuzu’nun lafını dikkate almıyoruz. Anayasa komisyonu başkanının da bu uzlaşma kültürüne uygun söylemlerde, eylemlerde bulunması gerekiyor” diye konuştu.

Meclis aritmetiği
Şu anki ortamda Meclis’in aritmetik tablosunun anayasa yapmak konusunda bu Meclis’e tarihi bir görev yüklediğini belirten Kuzu, “Bu dönemde eğer bu anayasa yapılmazsa daha sonraki dönemlerde daha zor şartlar olabilir” dedi. Kuzu, şunları kaydetti: “Meclis yüzde 95 temsil oranına sahip. Yüzde 87’lik katılımlı seçimle oluştu. Bu Meclis’in başka bir artısı da, birçoğunu tanıyorum, üniversite yıllarında dayak yemiş, dayak atmış, kürsü işgal etmiş, Türkiye’nin yakın tarihi içinde yoğrulmuş, Güneydoğu meselesi, Kürt meselesi ne dersek onları az çok okuyup bilen, tarihi de Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanılanları da bilen bir Meclis. Şimdi bu Meclis çözüm bulmada çok da iyi bir Meclis. Bu Meclis bunu yapmazsa korkarım bundan sonraki nesiller kavga ile bu işi yapmaya kalkarlar, o da zaten sonuç olarak bir şey getirmez.” Kuzu’nun bu ifadesi muhalefetin tepkisini çekti.

Örtülü zorlama
CHP TBMM Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Kuzu’nun sözlerine, “Yarattıkları o kamplaşmanın ve kutuplaşmanın aslında bu ülkeyi nereye götüreceğinin herhalde farkında olarak konuşmuş. Acaba özellikle mi bir kamplaşma yarattılar diye de düşünmeden edemiyorum. Bu bilinçli bir kamplaşma mıydı diye sorabilirim. Bu ifadeler tehdit kokuyor. Örtülü bir zorlama olarak görüyorum. Kamplaşma ve kutuplaşma üzerine geleceği kurguladıkları anlaşılıyor. Her adımlarını da bunu öngörerek attıkları anlaşılıyor” diye tepki gösterdi.


Gizli niyeti açığa çıkarıyor
CHP Aydın Milletvekli Bülent Tezcan’ın Burhan Kuzu’ya tepkisi şöyle: “Türk milleti 1982 Anayasasının birçok maddesini parlamenter süreç içerisinde zaten değiştirdi. Bugüne kadar çok önemli değişiklikler oldu. Ancak bu sözlerden, Burhan Kuzu’nun sözünü ettiği değişikliğin arka planındaki tehlikeler ortaya çıkıyor. Burhan Kuzu, bu anayasa bölünme anayasası mı olacak? Bu söz, gizli niyeti ele veren söz de olabilir. Kavga vurgusu yapması, Türkiye’nin bölünmesini getirecek anayasayı yapalım, yoksa bu silahlı, kanlı olacak mı demeye getiriyor? Bu sorulara Burhan Kuzu’nun yanıt vermesi gerekir. Bu sözlerden demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapmak yerine Türkiye’nin hassas değerlerini, bütünlüğünü tehlikeye sokacak bir niyetin varlığını çıkarıyorum.”


Dikkate bile almıyoruz
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Anayasa Uzlaşı Komisyonu üyesi Faruk Bal, Burhan Kuzu’nun sözlerini şöyle değerlendirdi: “Anayasa yapmak konusunda uzlaşma iklimi var. Uzlaşma iklimi de MHP’nin koyduğu çizgi içerisinde devam ediyor. Yani toplumsal mutabakata, milletin iradesine uygun bir anayasa yapalım, dikte, dayatma anayasası olmasın, milletin ve devletin değerlerini örtüştürelim, milletin devletine olan küskünlüğünü ortadan kaldıralım, herkesin saygı duyacağı bir anayasa yapalım. Bununla ilgili 2007 yılından itibaren Genel Başkanımızın ifade ettiği çerçeve içerisinde 30 Nisan’a kadar süreç böyle gidiyor. Bu süreçte partileri birbirleriyle çatıştırarak değil, uzlaştıracak alanlar açılmalıdır. Biz uzlaşmadan yanayız. Burhan Kuzu’nun lafını dikkate almıyoruz. Anayasa komisyonu başkanının da bu uzlaşma kültürüne uygun söylemlerde, eylemlerde bulunması gerekiyor.


Öztürk: AKP anayasayı
tek başına çıkarma niyetinde
AKP’li Burhan Kuzu’nun sözlerine, MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ten gelen tepki şöyle: ”Ağzı olan konuşuyor. Bu toplumu germek için ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar. Bu da gösteriyor ki, AKP’nin bir uzlaşıyla anayasa yapmak gibi bir niyetleri yok. Çünkü kullandıkları dil buna müsait değil. Başbakanı da, Bakanı, milletvekili de, komisyon başkanı da aynı dili kullanıyor. Bir konsensüs sağlanması için herkes elinden gelen bütün gayreti gösteriyor. Bu ülkede hükümet netice itibariyle huzurun sağlanması noktasında lokomotif olması gerekirken, bakıyorsunuz çok küçük kazanımlar için, ön almak için fevkalade bir hükümet kavramına yakışmayan tavırlar sergiliyorlar. AKP bu anayasayı tek başına çıkarmak gayretinde. Burada görev Başbakan’a düşünüyor. Başbakan böylesine önemli bir işi muhalefetle paylaşma olgunluğunu gösterirse, bu anayasa çıkar. Göstermezse Başbakan onu bunu masadan kaçtı diye, ki şimdiden başladılar, suçlayacak ve tek başına çıkarma gayretine çalışacak. Kendisine ne emredilmişse o şekilde bu anayasayı çıkarmaya çalışacak. Ama başaramayacaklar. Masaya öyle çakılmışız ki, Başbakan değil herkes gelse bizi o masadan kaldıramaz. Milletimizin doğrularını kabul ettirene kadar o masada olacağız.

Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)