Memur-Sen’in Toplu Sözleşme adını verdikleri Ortaoyununda Kamu Emekçileri birkez daha Sefalet Ücretine mahkûm edilecek ST


Kamu Emekçilerini korkutarak, baskı altında tutarak, işiyle ekmeğiyle tehdit ederek yetkili olan AKP’giller’in Kamu Emekçileri alanındaki yansıması sözde konfederasyon Memur-Sen ile  AKP’giller Hükümeti güya pazarlık masasına oturdu.  Pazarlık derken yanlış anlaşılmasın… Kamu emekçisinin pazarlanmasından, satılmasından, sefalet ücretine mahkûm edilmesinden bahsediyoruz.

Son sözü AKP’giller Hükümeti’nin söylediği ve belirlediği bir Toplu Sözleşmeye, Toplu Sözleşme denebilir mi? Kamu Emekçilerini uyutmaktır, oyalamaktır bu yapılan. AKP’giller’in siyasi ve sendikal kanatlarının masada geyik çevirmesidir. Gerici, emekçi düşmanı, halk düşmanı iktidarın tek taraflı olarak dayattığı ve son sözü söyleyip son noktayı koyduğu bir mizansendir bu.

Bu ortaoyununda da emekçiden yana hiçbir kazanım olmayacağı gibi var olan hakların da budanacağı ortadadır. AKP’giller’in Kamu Emekçileri için şu ana kadar yaptıkları, bundan sonra da yapacaklarının teminatıdır. Daha doğrusu şu ana kadar Kamu Emekçilerinden çaldıkları, bundan sonrada artan oranlı olarak çalacaklarının teminatıdır. AKP’giller’den ve yandaşlarından Emekçilere yarar bir şey beklemek ölü gözünden yaş beklemeye benzer. Kamu Malını durmadan aşıran bir anlayış Emekçilerin çıkarını gözetemez.

Ne olması lazım Kamu Emekçilerinin özlük hakları belirlenirken?

Kamu emekçilerinin yoksulluk sınırında, ay sonunu sağ salim tamamlamaya çalışarak yaşadığı bilinmektedir. İnsanca bir yaşam ücreti hakkımız iken, artık bebekleri bile avutmayan, günlük bir simit parasına tekabül eden zam oranıyla yüz yüze kalacağız. Burası kesin. İçinde bulunduğumuz şartlar diyecekler, bütçe olanakları daha fazlasına izin vermiyor diyecekler, aslında enflasyon üzerinde bir artış sağladık diyecekler, istatistik oyunlarıyla göz boyamaya devam edecekler.

Komik yüzdelik zamlar değil, sefalet ücretine mahkûm edilecek bir zam değil, insanca bir yaşanacak ücret için, günümüzde uygulanmakta olan asgari ücretin 4 mislinden fazla bir artışın sağlanması, normal geçim endeksinin de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilmesi lazım.

Bireysel olarak kamu emekçilerinin maaşlarında ulusal gelire oranla oluşan düşüşün önlenmesi lazım.

Kamu emekçilerinin terfi ve ücret artışında, kuru kıdem yerine çalışmaya ve başarıya önem verilmesi lazım.

Başarı grafikleri esas tutularak, Kamu Emekçileri Sendikaları söz sahibi edilerek; azil ve tayinlerde kişiselliğe ve kişisel kanılara dayanan etkilere set çekilmesi lazım.

Zam oranları belirlenirken,  insanlarımızın ihtiyaçlarından hangi kısmının, en az gelirinden ne kadarı ile karşılanacağı, barometrenin ibresi gibi, göz önünde tutulması lazım.

AYNI İŞİ görene AYNI ÜCRETİN verilmesi lazım.

DEVLET Mensuplarının karınlarının ve kafalarının doyurularak halk hizmetinde verimliliklerinin arttırılması lazım.

Memurla sivil kişi arasındaki adalet ikiliği ve hak uçurumunun kaldırılması lazım.

İşte bütün bunlar için,  Kamu Emekçilerinin kendi kendilerini yetiştirip, çıkarlarını koruyup toplum yararına geliştirecekleri; bugünkü gibi ismi var cismi yok (yetkisiz) değil, Toplu Sözleşme masasında Emekçiyi satan, emekçilerin çıkarını ön plana almayan sendikalar değil, gerçek KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI’nın kurulması lazım.

Bunun için Emekçi Halkın çıkarını her şeyin önüne koyan, iktidarını insan sevgisi üzerinde temellendiren Halkın İktidarının kurulması lazım.

Bunun için Devrimci Sendikal Mücadeleyi yükseltmek lazım.

Bunun için Antiemperyalist, Antifeodal ve Antişovenist olmak lazım.

Bunun için ülkemizdeki son 60 yıldaki bütün kötülüklerin kaynağı ABD Emperyalistlerine defol diyebilmek lazım.

Kaderlerini ABD ve AB Emperyalistlerinin ellerine bilinçlice ve gönüllüce teslim eden yerli satılmışlara HAYIR demek lazım.

Bunun için Gerçek Devrimci olmak lazım.

GREV ve TİS hakkımız engellenemez!

Yaşasın Devrimci Sendikal Mücadelemiz!


Halkçı Kamu Emekçileri

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)